Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaEski ParşömenLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Gerard Westhoime

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Gerard Westhoime
Ravenclaw 5.Sınıf
Ravenclaw 5.Sınıf



Mesaj Sayısı : 5
Galleon : 11
Kayıt tarihi : 02/05/09

Bilgiler
Ro Puanı:
Gerard Westhoime Imgleft90/100Gerard Westhoime Emptybarbleue  (90/100)

Gerard Westhoime Empty
MesajKonu: Gerard Westhoime   Gerard Westhoime Icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 3:26 pm

Lethe, Ortak Salon'daki içinde tek bir kıvılcım bile çakmayan, grinin en çirkin tonundaki küllerin bir an önce temizlenmesi gerektiğini düşündüğü şöminenin karşısında oturmuş, dalgınca bakıyordu. Bir an için sağ eli, yeşil, onun her zaman gurur kaynağı olan cübbesinin cebine indiğinde, elinin içinde hissettiği küçük kağıt parçası, gri gözlerinin umarsız bir biçimde yaşlarla dolmasına neden olmuştu. Annesinin yazdığı mektup üç gün önce eline geçmişti. Aslında annesi ona sık mektup yazardı ama en az iki haftadır ondan ne bir ses ne de bir soluk çıkmıştı. Lethe ve Amarant ınun için endişelenmeye başlarken, üç gün önce gelen mektup endişelenlerin sayısını bire indirmişti. Tabii mektupta yazılı olanları hesaba katmazsa! İfadesiz yüzünün aksine içinde delicesine bir öfke yanar ve onu da yakarken, mantığının son kırıntılarını kullanıyordu. Annesinin zorlukla okunan yazısı tekrar aklına düştüğünde, hala kağıdı tutan elini biraz daha sıktı. Sanki yok olacakmış gibi. 'Sevgili Lethe. Biliyorum size uzun zamandır yazmadım, affet beni. Bu mektubu sana yollamamın bir nedeni var. Lafı hiç dolandırmadan konuya gireceğim..' Lethe, bu sözcüklerden sonra yazılmış olanları, hatırlamamak için gözlerini sıkı sıkı kapattı. Eğer annesinin verdiği haber gerçek olursa, hayatının ikinci defa mahvolacağını hissedebiliyordu. Ya Amaranth öğrenirse! Annesinin neden Amaranth'a değilde ona yazdığını anlamak çok zor değildi. Çünkü öğrendiği zaman onu tutabilecek kimse yoktu. Lethe hariç! Aslında o bile tutamayabilirdi. Tuttuğu yaşlar, sıkı kirpiklerin nasıl bir aralık bulduysa, süzülerek aşağılara inmaya başlamıştı. Bu olmamalıydı! Vücudu büyük bir hızla gerilirken, engelleyemediği bir hıçkırık boğazından kopmuştu. Lethe, küçük bir çocuk gibi büyük bir hızla tüm vücudunu çevirip, etrafına baktığında, Ortak Salonun tamamen boş olduğunu gördü. Etrafındaki tek şey, yeşil puflar ve binaya özel olan süslemelerdi. Evet, kimseler yoktu. Yaslanabileceği kimse yoktu. Amaranth, bu tür zamanlarda nereye kayboluyordu?! Öfkesi daha da yoğunlaşıp, belirgin bir hal alırken, içindeki ağlama isteği daha da büyüyordu. Birinin yanında olmasını istiyordu. Birine yaslanıp, sonsuza kadar orada kalmak ya da sadece öfkesi dininceye kadar... Ki bu da sonsuzluk ile eş değer bir süreydi. Lethe, üzerinde hafif bir soğukluk hissettiğinde, yeşil cübbesinin ıslanmış olduğunu gördü. Akmakta inat eden gözyaşları, cübbesini ıslatmıştı. Gözyaşları ve Slytherin. Ne kadar uyumluydu! Lethe düşüncesinin saçmalğına gülümserken, az önce son kırıntılarını da harcadığı mantığı büyük bir hızla geri gelmişti. Gri gözlerinden akan yaşları, utanmış bir şekilde silerken, dolgun yanaklarına takılmış olan tuzlu suyu da kuruladı. Ağlamanın zamanı değildi. İlk önce bunu Amaranth'ı bulup, olanları anlatmalıydı. Gerçi bunu nasıl yapacağı da ayrı bir merak konusuydu. Öğrendiği zaman onun kırmızı dudaklarının nasıl çizgi haline geleceğini ve mavi gözlerinde oluşacak çılgın ışığı şimdiden görebiliyordu. Üstelik ondan sakladığı da düşünülürse... Kendi aptallığına lanet okurken, olması gerekenden çok daha yavaş bir şekilde ayağa kalkarken, Amaranth ile konuşması gerekiyordu.

Lethe kısa bir süre sonra, bahçeye çıkarken, çimenlerin canlı yeşil rengi ona mutluluk vermişti. Belki Slytherin olmasından dolayı belki de başka bir nedenden, her zaman bu renk ona mutluluk vermişti. Kırmızı dudakları iki yana doğru kıvrılırken, yavaş adımlara bahçede dolaşırken, belirgin hatlarını ortaya çıkarak cübbesini üzerinden çıkardı. Onun bahçede olduğunu tahmin ediyordu. Hava güzeldi ve İnes bile bütün gününü kütüphanede geçirmezdi. Siyah babatlerinin kallın topuğu çimleri ezerken, omzunda hissettiği acı, gri gözlerini irice açmasına neden oldu. Onun kaçırdığı bir şey mi olmuştu? LS'e girdikleri gün yapılan dövme, ilk kez acıyordu. Hayatında gerçekten önemli olduğunu hissettiği bir gündü. Gerçekten bir yere aitmiş gibi hissetmişti. Bunu İnes'e söylese, saçmaladığını söyleyebilirdi. Bu yüzden ona asla bunu söylememişti. Bu grup ilk kez açıldığında, girmeyi çok istese de, aile içi çalkantılar buna müsade etmemişti. Fakat er ya da geç onlardan biri olacağını hissediyordu. Geç de olsa katılmıştı işte. Fakat onlardan önceki ikizlerin ortadan kaybolması üzmüştü onu. Özellikle Ell'in durumu. Haklı olarak üzülüyordu. Yüzünde tekrar üzüntülü bir ifade dolaşmaya başlarken, biraz ileride gördüğü kişi aynı zamanda büyük bir korkunun da bedeninde dolaşmaya başlamasına neden oldu; İnes. Siyah saçlarını yavaşça geriye attırdığını gördüğünde, büyük bir tereddütle yanına doğru gitmeye başladı. Lethe, kendi saçlarını sıkı sıkıya tutan saç bağını çözdü. İnes'in yanında oturduğu ağacın arkasından seslendi.

- İnes, seninle konuşmam gerekiyor.

Lethe, neden onun ağaca dayanmadığını merak ederek, biraz daha öne çıkarken, gördüğü karşısında yanaklarının ne renk adlığını merak ediyordu. Sapsarı saçları biraz dağılmış ve yeşil gözlerinden az önce kendi durumunda olduğunu anladığı Elizebéth ve onun hemen yanında da Marveille oturuyordu. Lethe, az önce burada sıkı bir destek örgüsünün bulunduğunu tahmin ederken, titreyen sesini umursamadan, konuşmaya başladı.

- Ah, özür dilerim. Burada olduğunuzu görmemiştim.

Lethe, utancının hat safada olduğunu hissederken, on altı yaşına gelmiş ve soğukkanlı olarak tabir edilen bir kız olmasına rağmen hala yanaklarının kızarabiliyor olmasını lanet etti. Böyle elinin ayağının birbirine dolanmasından nefret ettiği kadar hiçbir şeyden nefret etmiyordu. Ah, aslında vardı ama bunu kendisine itiraf etmesi için biraz daha geçmesi gerekiyordu. Zarif bir şekilde, kendini nemli olduğunu fark etmediği çimlerin üzerine bırakırken, gri gözleri devamlı İnes'e bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anthony Demyx Lux
Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi Başkanı
Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi Başkanı
Anthony Demyx Lux


Mesaj Sayısı : 19
Galleon : 27
Kayıt tarihi : 01/05/09

Bilgiler
Ro Puanı:
Gerard Westhoime Imgleft98/100Gerard Westhoime Emptybarbleue  (98/100)

Gerard Westhoime Empty
MesajKonu: Geri: Gerard Westhoime   Gerard Westhoime Icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 3:58 pm

Duyguları yansıtma konusunda çok başarılısın!Betimlelerin çok iyi.Bununla birlikte renk uyumunda çok iyi.

Bunun dışında bir kaç yerde Cümle bozuklukları var.Noktalama sorunsuz gibi duruyor.Ihm evet hayli zor oldu ama

*90
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gerard Westhoime
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gerard Westhoime
» Gerard Westhoime

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Phoenix ! ~ Harry Potter Rpg :: Büyü Dünyasına Duyurular :: Rol Oyunu :: Puanlama Merkezi-
Buraya geçin: