Mike bir gece yarısı arkadaşının verdiği küçük bir misketle oynarken,birden misket düşer ve merdivenlerden yuvarlanırken;Mike ise misketin peşinde sessizce: "Dur sana küçük şey!!!" diye konuşur kendi kendine...O anda merdivenler ortadan ikiye ayrılır misket aralıktan düşer Mike için değerli olan misket bir anda gözünün önünde açılan aralıktan düşmüştü.Mike ise: "Aman Tanrım neler oluyor?" , der korkmuş bir surat ifadesiyle ama misketin peşinden koşmaya karar verir.Birden kendini merdivenlerinden arasından atlamış bulur.Böyle birşeyi yaptığına inanamaz.
Kendini iki yola ayrılmış bir yerde bulur yolun ikiye ayrıldığı yerde bir şövalye elinde bir kılıç vardı ve şövalye elinde bir parşömen vardı şöyle yazıyordu: "Burası saklı şehir bu yollarda Ateşten Kubbeler ve Parıldayan İnsanlar göreceksiniz ama size doğru yolu zihniniz ve kalbiniz gösterecek.",yazıyordu.Mike birşey anlamamıştı ama bir yol seçmek zorundaydı.Hangisini seçecekti? Bir ikilem arasında kalmıştı misket çoktan gözden kaybolmuştu.Mike'ın zihni Ateşten Kubbeler olan yolu seçmek istiyordu ama kalbi ise Parıldayan İnsanları şeçmesini istiyordu.Mike: "Kalbimi dinlemeliyim." , diye konuştu kendi kendine ama zihni hiçbir zaman onu yanılmamıştı.Ama yinede Mike kalbini dinledi ve Parıldayan İnsanları seçti.Yola doğru yürüdü.
Tam girişten bir adım atmıştı ki bir parıltı yüzüne doğru geldi karşısında Güneşin çok fazla ve parlak ışık saçtığı , Her yerde bir akarsu olan ve Ağaçlarla çevrili bir yere gelmişti.Burası neresiydi çok meraklanmıştı ve yürüdü birçok insan ona saygıyla bakıyordu.Mike insanların gözlerindeki parıltıları görebiliyordu.Bir saray görmüştü.Burası neresi çok daha da meraklanmaya başlamıştı.
Kahvehane gibi bir yer görmüştü ordan bir ses duydu çok tiz ve tok bir sesti "Buraya gelsene genç adam." ,demişti.Mike "Bu adam benim giderebilir." , diye düşündü.Oraya doğru yürüdü ve "Merhaba Bayım!" , demişti.Adam fazla yaşlı gözükmüyordu.Sesi dışında çok genç bir insana benziyordu.Adam cevap verdi "Merhaba delikanlı sen niçin burdasın?Seni daha önce görmedim." , demişti.Mike cevap verememişti ama yinede "Eee! şey be..n dünyadan geldim efendim!!" , demişti endişeyle.Adam ise yüzündeki ilginç ifadeyle "Nasılk olur buraya nasıl gelebilirsin?" , demişti.Mike ise "Buraya yanlışlıkla geldim efendim uzun bir hikaye!!" . demişti.Adam bilge bir bakışla "Yoksa se..n!!Hem onada benziyorsun kahverengi saç ve mavi gözlerin özellikle gözlerin masmavi." , demişti.Mike ise "Sen neden bahsediyorsun?Burası neresi?Ben kimim?Söyler misin?" diyordu kızgın bir ifadeyle.Adam şaşkın şaşkın "Sen yüce Belar'ın Soyundansın." , demişti.Mike "O da ne demek??" , demişti.Adam "Sen dünyada ki 4 kurtarıcıdan birisin seninle hemen saraya gidelim." , der.Mike "Tamam ama burasının daha neresi olduğu bile bilmiyorum." , demişti.
Adam saraya doğru yürüyordu.Mike peşinden koşuyordu.Adam başladı konuşmaya "Benim adım Leonardo bana kısaca Leo de burasıda Saklı şehir
çok uzun zaman önce Ateşten Kubbeler yaratılmıştı.Bize diğer halklara yardımcı olsun diye ama Delduwath bize ihanet etti ve Kubbeleri kendi tarfına çekti ve bizi bir kıyama uğrattı.Bizde taşları yarattık bizi kurtarsınlar diye 4 tane taş Ankal Ateşin gücüne,Şevinal Havanın gücüne,Patus Toprak gücüne,Belar Suyun gücüne sahipti.Bizi kurtarıcaklarına inandık ama kral burada onların tehlikede olduklarını taşları ele geçirmeğe çalışacaklarını düşündü ve dünyaya gönderildi ve birgün bizi kurtaracaklarına inanıyorduk şimdi karşımdasın diğer taşlar sarayda 13 yaşlarından beri şimdi 15 yaşındalar ve sende öyle!!" , demişti Leo.
Saraya varmışlardı bu uzun varmışlardı.Sarayın kapısı açıldı ve bir gardiyan onları karşıladı hiç birşey demeden çünkü Mike kafasında kocaman bir su damlası taşıyordu bu da onun Belar gücüne sahip olduğunu kanıtlıyordu.Kral ile görüşmeye gidiyordu ve Kraliyet Odasının kapısı açılmıştı diğer kurtarıcılar oradaydı Mike şaşırmıştı ve Kral söze başlamıştı "Sen Belar Su Kurtarıcısı burayı kurtarmaya geldin güçlerinle tanışacaksın ve düşmanı hep birlikte yok edeceksiniz!" , demişti kral.Mike ise "Tabii efendim bu benim için bir zevk macerayı severim ." , dedi.Kral "Memnun olurum bu savaşa katılmandan Orduları hazırlayın iki gün sonra savaş başlıyacak Belar ve Diğer Kurtarıcıları savaşa hazırlayın!!!!" , dedi kral.
Mike hemen diğer kurtarıcılarla tanışmaya gitti onlardan birşeyler öğrenmek istiyordu.Söze başladı "Merhaba Benim adım Mike Ben Belarmışım", demişti.Hava Kurtarıcısının kanı ona ısınmıştı ve ilk o cevap verdi "Merhaba benim adım Lili ,bende Şevinalim.Seninle kesinlikle iyi anlaşacağımıza eminim." demişti.Diğerleri ise cevap vermeden yol aldılar.Mike ise arkasına bakınca Leo'yu görmüştü.Leo ona selam vererek saraydan ayrıldı.Mike üzülmüştü.Hemen Eğitime başlamışlardı Kral ise onları izliyordu gece hemen bürünmüştü gündüzün üstüne kral söze başladı: "Artık Dinlenin Kurtarıcılar. " kurtarıcılar selam vererek odalarına çekildiler.Mike odasında kendi kendine düşünüyordu: "Nasıl olduda böyle özel güçlere sahip oldum?Ailem beni merak ediyor mudur?" , diye soruyordu kendine ama çok yorulmuştu savaşa az kalmıştı ve hemen uykuya daldı.Sabah olmuştu herkes kahvaltısını yapıyordu Mike sadece Lili'yi tanıyordu , diğerleri ona fazla ilgi göstermiyorlardı hepsi ciddi duruyorlardı."Hemen Eğitime Başlıyoruz" , dedi Ateş kurtarıcısı hepsi bıkkın bir ifadeyle kalktılar ve eğitim sahasına gittiler.Mike yeteneklerini geliştirmişti , birçok şey yapabiliyordu su ile birlikte...
BİRGÜN DAHA GEÇER VE SAVAŞ VAKTİ GELİR
"Herkes hazırlansın!!" , diye bir ses yükselir saraydan.Mike çok heyecanlıdır ve orada Leo'yu görmüştü ama yanına gidemiyordu çünkü savaş başlamak üzereydi kurtarıcıların yanındaki yerini aldı ve borazanların çalınmasıyla ordu harekete geçti.Delduwath Halkı yakında olmayacaktı ama elinde güçlü bir silah vardı Ateşten Kubbeler...Delduwath'a yaklaşmışlardı herkes kılıçlarını çıkardı.
Savaş başlamıştı artık Mike kılıcını savuruyordu ve gözüne birşey ilişti Delduwath'ın Kralı Daeron'u gürmüştü ve ona doğru koşmuştu önüne çıkan herşeyi Belar'ın gücüyle yıkıyordu diğer kurtarıcılara bağırıp peşinden gelmelerini istedi bunu duymamazlıktan gelmişlerdi sadece Lili onu takip ediyordu Lili diğer kurtarıcılara bağırmıştı "Mike size ne yaptı , bir kerede onu dinleseniz ölür müsünüz?"demişti bu yüzden diğer muhafızlarda peşindeydi en üstteki Kubbeye doğru yol aldılar ve oraya geldiklerinde hepsi kılıçlarını çekip krala uzatmıştı kral hareket edemiyordu hareket ederse onu öldürebileceklerini biliyordu.
Hiç kimse kralla ilgilenemiyordu çünkü kubbenin etrafı çevrilmişti yaklaşanları öldürüyordu saklı şehir muhafızları...ve Mike Kralı Kılıcı saplayacak kral küçük bir el hareketiyle kılıcı eritmişti diğerlerininkinide öyle ve Mike çok ısınıyordu suyun ateşe fazla yaklaşırsa neler olabileceğini biliyordu kral ise diğerlerini küçük bir el hareketiyle yere sermişti.Lili tüm olanları görüyordu ve Mike'ı şuan kendinden daha çok sevdiğini düşünüyordu ve gözlerinden yaş geliyodu Mike gözünün önünde yok oluyordu.Lili kızdı ve ayağa kalktı gözbebekleri kaybolmuştu gözleri bembeyazdı Bir fırtına uzaktan geliyordu yaklaştıkça çok daha güçleniyordu ve bu fırtınayı Lili yaratmıştı Fırtına yaklaşmıştı ve Birden güçlü girdaplar oluştu Kralı ve Halkını Yerden yere sermişti.
Herkes "Savaş Bitti Lili savaşı bitirdi!!" , diye bağırıyordu herkes.Hemen yola koyuldular diğer kurtarıcılar Lili kutluyorlardı.Leo ise Kubbeden Mike'ı indiyordu.Saraya varmalarına az kalmıştı.Herkes yere yatmış dinleniyordu Mike ise dünyaya dönmek için hazırlanıyordu.Kurtarıcılar,Kral ve Leo onu geçiriyorlardı Mike söze başladı "Burası gerçekten çok güzeldi sizden çok sey öğrendim özellikle senden Leo sana çok teşekkür ediyorum.Kurtarıcılarla fazla tanışamadım ama sen Lili sen beni kurtardın sana olan borcumu ödeyemem.", demişti.Lili daha Mike sözünü bitirmeden söze başladı "Bana hiçbir borcun yok biz arkadaşız ve arkadaşlar birbirlerine bunu yaparlar" , demişti ama Lili ona karşı başka duygular besliyordu Mike ise bundan haberdardı.
Ve Lili Dudağına Bir Öpücük Kondurduktan Sonra Eski Geldi Yola Geri Dönmüştü...
C.tesi Mayıs 02, 2009 1:12 pm
