Macias Antunez Violét

~ Zor Günler ~ [ Fantastik Hikaye & Rp ]

BASLANGIC

Yıl 1999 , Axénas gizli bir örgütün üyelerinden. Lider koltuğuna en yakın
konumdaki kişi olduğundan dolayı çekilemeyen ; fakat kimsenin yanaşmaya cesaret edemediği bir aydınlık ittihatçısı. İspanya'da doğmuş olan Axénas , ispanyolca , latince , ingilizce ve fransızcayı ana dilinden farksız konuşmaktadır. Moskova'da bulunan ' Saród Svóri ' örgütünün Hareket Komuta Başkanı olarak görev yapmakta olan Axénas , büyücü dünyasının ender rastlanan türden adamlarındandır.

Yoldaşlık adına çalışmakta olan Saród Svóri , yoldaşlığın tamamiyle yıkılması ve bir çok üyesinin de öldürülmesi sonucunda savaşta tek başına kalmıştır.
Bu sırada örgütün başındaki Tépiús ölmüş ve yerine Axénas başkan olarak geçmiştir. Axénas gelir gelmez ilk olarak karargâh güvennlikleri konusuna el atmış ve yüksek , daha yüksek savunma büyüleriyle kaplatmıştır kaldıkları bütün karargâhları...

...

Svóri örgütü istihbaratı eski ölüm yiyenlerden veya casuslarından almaktadır. Yine bu casuslardan birisi karargâha geldiğinde Axénas ayağa kalkıp onu karşıladı. Adamla selamlaştıktan sonra koltuğun yerini gösterdi ve kendisi de masasına oturduktan sonra konuşmaya başladı ;

' Hoşgeldin.. Nitaciús gerçekten önemli bilgiler getirdiğini umuyorum.. '

demişti. Nitaciús bu lafa karşılık gülümseyerek ;

' Evet efendim. Hemen başlıyorum .. '

demişti. Ve cüppesinin cebinden iki tane parşomen çıkarıp Axénas'a uzattığında , başkanın yüz ifadesi adeta değişmişti. Bir çocuk gibi gülümsüyordu . Nitaciús hiç başka konuya ve mutlu atmosfere girmeden sözüne devam etti ;

' Efendim ! Bugün ve yarın birer baskın meydana gelecek.Bu baskınlara katılacak kişi sayısını ve stratejilerini size temin ettim.Artık gitsem iyi olur. '

dedikten sonra cebindeki küçük şişeyi çıkartıp bir yudum aldıktan sonra bir süre bekledi. Suratında ve üzerinde değişimler meydana geliyordu. Çok
geçmeden karşısındaki iri yarı devasa adam gitmiş , yerine zayıf ; fakat uzun boylu birisi gelmişti. Daha sonra tekrar Axénas'a dönerek ;

' Malûm buradan cisimlenemiyoruz.. Dışarıda da gözcüler olması halinde.. Görüşmek üzere bay Vellarús.. '

dedikten sonra kapıyı açmış olan Axénas'a selam verip dışarı çıkmıştı. Axénas , misafiri gittikten sonra yardımcısını çağırtıp bütün ekibi toplamasını
söylediğinde çoktan hazırlanıp toplantı salonuna inmişti. Baş koltukta oturamıyor , heycandan ayaklanıp dolaşır halde geziniyordu etrafta. Çok geçmeden bütün ekip toplandığında , elindeki çizelgeleri çoğaltıp her birinin masasına bırakmıştı. Arkadaşları çizelgeleri inceledikten sonra Axénas lafa girerek ;

' İşte arkadaşlar. Bize tanınan ve karanlığa indireceğimiz iki dev darbe ! İki büyük şans ! '

dediğinde herkesin gözleri parıl parıl parlıyordu. Bir an önce göreve gitmek
istedikleri her hallerinden belliydi. Axénas , tam karşısında bulunan ve güçlü bir seherbaz olan Púbius'a dönerek ;

' Púbius , beş adam al ve Gringotts'un arka tarafını kapat. '

demişti. Daha sonra sol hizzada oturan Corgélená'ya dönüp ;

' Cor , üç adamı alıp Gringotts'un tek kaçış sokağının görünmeyen yerlerinde pusu kurun . '

dedi ve son olarak has adamlarından olan Pántús'a dönerek ;

' Panty , sende beş adam seç ve baskın görevinin başına geç ! '

dedikten sonra hepsi başlarıyla onaylamıştır. Axénas , kendinden emin bir
şekilde cüppesinin boynunu düzelttikten sonra asasını beline soktu. Yanındaki arkadaşına sadece onun duyabileceği bir şeyler söyledikten sonra tekrar masaya dönmüş ve ekip arkadaşlarını izlemey koyulmuştu. Görev verdiği başkanlar gidecekleri ekipleri belirlediklerinde Axénas ;

' O zaman Gringotts'un önünde görüşürüz ! '

dedikten sonra koşar adımlarla yukarıya doğru ilerlemeye başlamıştı. Böylelikle büyük savaşın zemini ilk kez bu kadar emin ve ilk kez bu kadar tehlikeli düzeyde başlamıştı..

***

Saat öğlen ikiyi gösterdiğinde Saród Svóri örgütünün görevli üyeleri Gringotts Büyücü Bankasının etrafını sarmışlardı. Üç başkan ( Pántús , Cor , Púbius ) Axénas'ın yanında toplanmış etrafı izliyorlardı. Axénas Corgéléna'ya dönerek ;

' Sen görevinin başına geçsen iyi olur artık. Eğer sizin ordan gelmeye
kalkışırlarsa hiç beklemeden saldırın . Boşuna zaiyat vermeyelim . '

dediğinde kadın başını hafifçe *Tamam anlamında salladıktan sonra koşar adımlarla sokağın içine dalıp gözden kayboldu. Axénas ve diğer ikisi takım
arkadaşlarını inceliyor ve gelen giden var mı , yok mu diye bakınıyorlardı. Birden Púbius ;

' Geliyorlar efendim.. Fakat Corgéléna'nın ordan , hemde sağ salim ! En az on kişiler. '

dediğinde Axénas'ın adeta dili tutulmuş ve boğazı düğümlenircesine sıkışmıştı. Axénas hışımla arkasını döndüğünde ;

' Hemen ! Hemen yerlerinize , bu adamlar buradan sağ çıkmayacak ! '

demişti. Asasını çektiğinde yanındaki iki adamı ortadan kaybolmuştu bile. Ve o gözledikleri kuytu yerden çıkıp bankanın tam önüne geldiğinde Pántús'un
ekibi çoktan art arda büyülerle ölüm yiyenleri yok etme aşamasına gelmişti. Axénas , Púbius'un da olaya el attığını gördüğünde biraz rahatlamıştı. Fakat tam o sırada Pántús'un arkasına cisimlenen bir ölüm yiyeni farketmesiyle , içinden ' Avada Kedavra . ' demesi bir olmuştu. Adam yeşil ışığı kalbinde hissettiğinde artık her şey için çok geçti. Axénas çarpışmayı biraz öteden izleyen ve onların üzerine hızla gelmekte olan kara büyücüyü farkettiğinde asasını onun iki metre önüne doğrultup cisimlenmişti. Karşısındaki adam Axénas'ı tanıyor gibi ;

' Vay , vay , vay... Axénas ! Senin burada ne işin var dostum ? '

dediğinde Axénas asasını ona çevirip ;

' Kimsin sen ? '

demişti. Axénas adamın gözlerini öyle kesiyordu ki , yeşil gözleri adamın
kalbini ve daha sonrada beynini okumaya çalışıyordu. Buna rağmen adam
zihnini çok iyi koruyor ve Axénas'a meydan okurcasına bakmaya devam ediyordu. Hava aniden soğumuş ve ıslık sesi eşliğinde yeri süpüren bir
rüzgâr meydana gelmişti. Sonunda karşısındaki adam konuşmaya karar
vermişti ;

' Shirâk ! Tanıdın mı ? '

dedi. Axénas onun kim olduğunu zor olsada hatırlamıştı. İlk düellosunu
yaptığı arkadaşlarındandı. Tabi düellodan sonra can düşmanı olmuş ve her fırsatta kapışmaya başlamışlardı. Ama Axénas onu her seferinde yenmişti. Bir ara öldü haberi geldiğinde üzüldüğünü anımsadı ; fakat şimdi karşısında dipdiri duruyor ve pis bir şekilde ona gülümsüyordu. Nitekim konuşmaya başladı ;

' Her zaman yendin beni . Ya şimdi? Şimdi de kendine güveniyor musun ? Gardını topla dostum ! '

dediğinde iyi bir hamlede asasını alıp Axénas'a doğrultmuştu. Axénas'ın asası
hazır bulunduğundan dolayı rahat bir hareketle etrafı giriş çıkış engelleme büyüleriyle kapattı. Bunun anlamı , buradan ya Axénas ya da Shirâk sağ olarak çıkacaklardı. Şimdi sırıtan taraf Axénas olmuş ve Shirâk ;

' Avada Kedavra ! '

dediğinde Axénas kolay bir hamlede büyüyü savurmuştu. Shirâk , Axénas'ın
saldırısını beklercesine ona bakıyordu , Axénas ise gayet rahat bir tavırla daireler çiziyor ve arada takım arkadaşlarının iyi olup olmadığını kontrol ediyordu.

' Crucio ! '

Axénas çok geçmeden büyüyü gönderdiğinde , Shirâk'ın gözlerine bir bakış
fırlattı ve son anda delip geçti . Shirâk savuşturduğu anda içinden ;'Expelliarmus ! ' dedi ve Axénas'ın yine kolay bir hareketiyle büyüden kurtulmasını izledi. Axénas gerçekten çok iyi gidiyordu ; fakat karşısındaki kişi de küçümsenicek bir rakip değildi , en azından Axénas'ı tanıyor ve
düellodaki hırsını çok iyi biliyordu. Eğer bunu kendi lehine çevirirse Axénas için kötü sonuçlar doğurabilirdi. Axénas ise rahatlığından taviz vermeksizin ;

' Expelliarmus! '

dedi , ayrıca üzerine gitmekte olan büyüyü izleyip rakibinin arkasına cisimlendi. Shirâk'ın zihninde eğilmeyi farkettiği anda saa kaçıldı ve büyü arkasından geçip gitti. Ama Shirâk çoktan Axénas'dan tekmeyi yemiş ve asasını kalkanın dışına düşürmüştü. Çıkmaya çalışsa da başarısız olması onu küplere bindirmişti. Axénas'ın üzerine koştururken , o ise sakin bir tavırla gelen yumruğu savurdu ve kolunu kavradıktan sonra onu dizlerinin üzerine çökertmeyi başardı. Dışarıda herkes kalkanın içinde olanları izlediği için Axénas biraz buruklaşmıştı. Onu bu şekilde öldüremezdi , herkesin önünde onu öldürmesi onlardan farkının olmadığını ortaya koyar ve içindeki iyiliği yoketmeye başlardı. Axénas asasıyla büyüleri yoketti ve onu Pántús'a vererek ;

' Bunu azkabana gönder ! Corgéléna nerede? '

dediğinde Pántús'un gözündeki yaşlara engel olamayışından onların öldüğünü
anlamıştı. Koşarak o bölgeye gittiğinde gördüğü manzara karşısında dizlerinin üzerine kapanmıştı. Kızı gibi sevdiği genç büyücü yanında dört tane ölüm yiyenle birlikte savaşa girmişti. Yani ölüm yiyenler aralarından üçünün ( Corgéléna'nın seçtiği kişileri ) kılığına girip onunla birlikte ara sokakta beklemeye başlamışlardı. Herkes geldiğinde asalarını zıt tarafa çevirip büyü gönderselerde , usta cadı hepsine karşı tek başına savaşıp içlerinden sekiz kişiyi yere sermeyi başarmıştı. Axénas bunları yanındaki bakanlık çalışanlarından dinlerken göz yaşlarına engel olamamış ve Corgelena'nın kafasını okşayarak ;

' Hepsinden tek tek hesabını soracağım kızım . Senin için ve aydınlık için ... '

dedikten sonra kuvvetli bir 'Şak' sesiyle birlikte oradan cisimlenmişti.

***

Karargâha geldiğinde Khuzine adındaki Harékât Sorumlularından birine ;

' Hemen bütün casusları karargâha topla ! Ve boş gelmemelerini söyle ! '

dedikten sonra odasına geçmişti...

*Sanırım Rol Oyunu seviyem bu kadarıyla anlaşılabilir.. ^^